Oz Büyücüsünün yayimlanmasinin ardindan Korkuluk ve Teneke Adamla ilgili yeni hikayeler isteyen okurlarini geri cevirmeyen L. Frank Baum, 1904te Muhtesem Oz Diyarini kaleme alir. Dorothynin Kansasa dönüsünden kisa süre sonrasinda gecen hikayede bizi hem tanidik yüzler hem de yeni tanisacagimiz karakterler beklemektedir. Baum, Edward Bellamy ve William Morris gibi ütopyaci yazarlardan etkilenmis, sanayi toplumu ile pastoral düzenin kesistigi bir diyar yaratmistir. Ozda her sey canli olabilir ve Ozun ütopyasini tanimlayan deger sistemi, insanlarla sinirli olmayip cansiz ve mekanik varliklarin yani sira flora ve faunayi da icine alacak sekilde genisletilmistir. Örnegin Tipin Hayat Tozuyla canlanan grotesk Jack Kabakkafaya yönelik sahiplenici tavri, Victor Frankensteinin kendi yaratigini reddedisine benzemez. Baumun önyargisiz bir isbirligini tesvik eden görüsleri cocuklar ve yetiskinler icin ilham vericidir. Ayrica kadinlarin oy hakki hareketinden etkilenen Baumun Komutan Jinjur vesilesiyle geleneksellesmis cinsiyet rollerini tersyüz etme girisimi de dikkate degerdir.