Göcmen bir isci ailesinin cocugu olarak hayatinin kirik noktalarina neler yansimaz ki Sanayi mahallesinin
kasvetli ve eksi havasi, neredeyse hic konusmayan bir büyükbaba, hicbir seyi atmayan, sürekli biriktiren bir
baba, gecmisi soruldugunda peri masalina benzer bir hikaye anlatan bir anne, kirilan tabaklar, paramparca
olmus duvar kagitlari, yüzlere oturmus bir kayitsizlik ifadesi, burada yabanci oldugunu hatirlatan gözler,
gölgeler icinde bir yuva, sosyal utanc, toplumsal kisitlamalar ve esitsizlik...
Yansimalar, herkesin gördügü ama hakkinda bahsetmekten kacindigi gölgelere dair anlamli bir hikaye...
Ohdenin olaylari algilayisi ve bunlardan örülü bir atmosfer yaratmaktaki basarisi gercekten olaganüstü. Elke
Schmitter, Der Spiegel
Deniz Ohde herkesin gördügü ancak asla hakkinda konusmak istemedigi seyleri oldugu gibi gözlemleyip
aktarmayi basariyor. Özellikle de kendisini isci sinifi bir ailenin cocugu olarak tanimlayan herkes icin bu roman,
cözümü olmayan sorunlari yeniden gün yüzüne cikardigi icin rahatsiz edici bir deneyim olabilir. Anna Hoffmeister
Romani okudugunuzda hikayeyle empati kurmanizi saglayan sey... her seyden önce yazarin, anlattigi hikayenin
oldugu gibi anlatilmasinin önemine inanmasidir. Eger fark edilmek istiyorsaniz, kendinizi rol yapmaksizin göstermek
zorundasiniz. Dirk Knipphals, Die Tageszeitung
Yansimalar sessiz sakin bir hikaye, yavas yavas siziyor icinize. Lili Hering, Zei Online
Deniz Ohde; sanayi mahallesinin gürültüleri ve paramparca duvar kagitlariyla kirilan tabaklarin birbirine karistigi
insan dostu olmaktan cok uzak bir dünyanin senfonisini dilbilimsel bir beceriyle bizlere sunuyor. Hubert Winkels,
Süddeutsche Zeitung