Terra Madre arabanin arka tekeri olarak nitelendirilen mütevazi ve marjinal bir kesimin kendi önemini anlayip birlik olma hayalinin sayfalara dökülmüs halidir. Bu insanlarin önemi hep göz ardi edildi. Bu insanlar zamanin gerisinde kalan, dünyanin geri kalmis bir parcasi, hatta az gelismis olarak görüldü. Kücük ciftciler ve sürdürülebilir gida üreticileri neredeyse serseri olarak kabul edildi.
Ama bu olumsuz yargi, temelinde ciddi bir hatayi barindirir, üstelik dünya ekonomik ve politik sistemi icin ölümcül bir hata olma riskini tasir. Onlar ömürlerini mücadele icinde geciren, hic bos vakti olmayan insanlar. Bulunduklari yerden uzaklasamazlar, hak ettiklerini her zaman kazanamazlar, didinirler, cabalarlar ve dogayla konusurlar, onu üretken kilarlar, kendi toplumlari ve digerleri icin gida üretirler.
Bu insanlarla farkli ve degerli bir bicimde yeniden iliski kuran gida topluluklari kirsal ve kentsel iliskinin yeniden tanimlanmasi icin iyi birer laboratuvardir. Belki de böylece tekrar satmak icin degil, yemek icin gida üretimine baslanabilir. Hatta yeniden gercek gida nicelikten, verimlilikten, homojenlikten, tasinabilir olmaktan daha önemli hale gelebilir.
Gida topluluklari yerel aglardan olusan bir sistem olusturmanin ilk adimidir. Gidanin yeniden lezzetli, temiz ve adil oldugu insani ve sürdürülebilir bir sistem. Ancak bu yolla hayatlarimiza yeniden egemen olabiliriz. Gida, hayatlarimizi geri almanin anahtaridir. Bütün dünyaya yayilan bu hareketin cocukca oldugunu düsünenler Slow Fooda bakip dillerini isirsinlar. Bu uzun bir yol ancak yavaslik degeri bize bir kerede elde edemeyecegimizi, daha önemli olan seyin niyetler, acilmaya olan uyum, hafiza ve bakim oldugunu anlatir.
Carlo Petrininin cagrisina milyonlar el veriyor. Bir el de sen uzat.