1964te, ABD hükümetinin Sili secimlerinde kendi kayirdigi adayi sectirmek icin kisi basina harcadigi para, o yil ABDdeki baskanlik secimlerinde iki adayin birden Johnson ve Goldwater harcadigindan daha fazlaydi.
-ABDli kuvvetler 1945te Koreye girdiginde, Japon fasist polisini ve onlarla Japon isgali sirasinda isbirligi yapmis Korelileri kullanarak amansiz bir baski baslatti. Kore Savasindan önce Güney Korede 100.000 kadar insan öldürüldü.
-Siyahilerle beyazlar arasindaki cogu fark aslinda sinif farkidir, yoksul ve zengin beyazlarin arasindaki ucurum da cok büyüktür. Fakat ABDde sinif üzerine konusmaya izin yoktur. Bu sözcügü kullandiginiz anda herkes bir fena olur.
-II. Dünya Savasindan sonra cok sayida Nazi, cogunlukla Vatikanin ve fasist rahiplerin yardimiyla Latin Amerikaya kacirildi. Genellikle cok acik bir sekilde Ücüncü Reich örnegine dayanan ABD destekli polis devletlerinde askeri danisman oldular ve bölgedeki köylülere Gestapo icadi iskence tekniklerini ögrettiler.
-James Madison hükümetin birincil hedefinin varlikli azinligi cogunluga karsi korumak olduguna inaniyordu. Meslektasi John Jayin de bayilarak söyledigi gibi ülkenin sahibi olanlarin ülkeyi yönetmesi gerekir.
-Yatirimin olabildigince risksiz olmasi gerekir. Hicbir sirket serbest piyasayi istemez. Onlarin istedigi sey güctür.
-Halkin istedigine siyaseten gercekcilik disi deniyor. Kendi dilimize cevirirsek, iktidar ve imtiyazin ona karsi oldugu anlamina gelir bu.
-Is dünyasinin idare ettigi, isportaci bir toplumda yasiyoruz, temel degeri hilekarlik olan bir toplum.