Marina Abramoviin adini genis kitleler belki de ilk defa 2010 yilinda New York Modern Sanatlar Müzesinde gerceklestirdigi,
üc aya yayilan, toplamda 736 saat 30 dakika süren ve 750 binden fazla kisinin ziyaret ettigi Artist is Present Sanatci Burada
adli performansiyla duymustu. Oysa kendisi cagdas sanatin en önemli isimlerinden biri ve dünyanin en taninmis kavramsal
sanatcilarinin basinda yer aliyor.
Abramovi Duvarlardan Gecmek adini verdigi otobiyografisinde büyük bir acik yüreklilikle spekülatif anlarla dolu yasamini ve
cüretkar sanatini anlatiyor, kapsamli bir hayat muhasebesi yapiyor. Bu muhasebenin merkezinde de altmisli yaslarinin
ortasinda kendisine yönelttigi cok önemli bir soru yer aliyor Sanat yasamdan soyutlanabilir mi Abramovi bu sorunun
cevabini bulmak icin baslangica, yani kendisine geri dönüyor ve hafizasinin derinliklerine inerek yasami boyunca sanatla
kurdugu iliskinin yillara ve sayisiz performansa yayilan izlerini sürüyor.
Marasel Titoyla omuz omuza Nazilere karsi mücadele etmis partizan bir anne-babanin cocugu olarak komünist
Yugoslavyada dünyaya gelen Abramovi, anne ve babasinin calkantili evliligini, onu gercek bir partizan gibi yetistirmeye ant
icmis annesiyle zorlu iliskisini, resimle tanisma öyküsünü, sanat akademisi yillarini, hayatina giren essiz dostlarini, ilk
performans deneyimlerini ve 12 yilinin neredeyse her dakikasini beraber gecirip hayatini ve sanati paylastigi Ulayi, beraber
gerceklestirdikleri sayisiz performansin ardinda yatan onlarca fikri ve müthis serüvenleri anlatiyor.
Abramovi yaklasik elli yila yayilan sanat macerasinda bitmek bilmeyen ögrenme ve kesfetme dürtüsü, sanat yasam olmak
zorunda, sanat herkese ait olmak zorunda ilkesi ve sinir tanimayan bir yaraticilikla tek basina ilerlemeye devam ediyor.
Duvarlardan Gecmek esine az rastlanir bir cesaretle attigi adimlara taniklik etme firsatini sunuyor.