Ne kadar güclü olursa olsun, tek basina bir kisinin toplum karsisinda hicbir anlami yoktur; toplum ona ragmen varligini sürdürebilir. Dolayisiyla otoritenin gücü, otoriteyi uygulayan kisinin kendisinden degil, toplumun kendi olusumundan ileri gelir. Bugün Emile Durkheim, bilimsel sosyolojinin kurucusu olarak anilmakla birlikte, ayni zamanda Machiavelli, Montesquieu ve Rousseau gibi toplumsal düsüncenin önde gelen isimlerinden biridir. Onun yaratici toplum vizyonu, toplumu yalnizca analiz etmekle kalmayip, ayni zamanda da toplumun yenilenmesi icin izlenmesi gereken yollari incelikle ortaya koyar. Durkheimin bu calismasi, bireyleri etkisi altina alan toplumsal düsüncenin temelindeki kolektif temsillere ve bu temsillerin mahiyetine dikkat cekiyor. Bireylerin akil ve inanc eksenindeki ikili varoluslarinin, toplumsal yapiyi tümüyle etkileyen din ve ahlak kavramlarini nasil olusturdugunu ortaya koyuyor.